HABER YAZMA SÜRECİNİN DÖRT AŞAMASI


Bu yazıda haberci ve haberci adaylarına çok yararlı olacağına inandığım, haber yazma sürecinin dört aşamasından söz edeceğim. Bu aşamalar düşünme ve odak noktası bulma, bilgi toplama, haber yazma, denetim ve doğrulama şeklinde başlıklandırılabilir.


1. AŞAMA: DÜŞÜNME VE ODAK NOKTASI BULMA

Herhangi bir olay karşısında haber yazmadan önce düşünmek ve haber yazılacak unsurun; eş deyişle haberin odak noktasının ne olması gerektiğini keşfetmek gerekir. Yaşanan her olay haber değildir ve yazılan her haber “mutlaka yayınlanacak” değildir. Bir olayın haber yapılmaya ya da bir haberin yayınlanmaya değer bulunması o olayın taşıdığı “haber değerlerinin” önemine bağlıdır.

Olayın ne zaman meydana geldiği, nerede meydana geldiği, kaç kişiyi ilgilendirdiği, ilginçliği, nadirliği, heyecanlılığı, kuşkululuğu, garipliği, zıtlığı, yenilik ya da tazeliği gibi çeşitli unsurlar “haber değerleri” olarak anılır. Bir haber bu unsurlardan ne kadar çoğunu içinde barındırıyorsa o kadar değerli bulunur.

Bir olay karşısında da önce düşünmek ve haber yapılacak odak noktasını bulmak gerekir. Odak noktası haber değerleri çerçevesinde bulunabileceği gibi şu soruya yanıt verilerek de bulunabilir:
 “Bu olay ne haberidir?”

Olayın ne haberi olduğu sorusuna genellikle haber yazmanın en temel formülü olan 5N1K’nın sorularıyla yanıt verilir: Bu olayda önemli olan ne, kim, neden, nerede, ne zaman, nasıl sorularından hangisidir? Eş deyişle hangi soru daha önemlidir? Bu soruya yanıt vermek, haberin odak noktasını bulmak anlamına gelir.

Bu soruyu bulmakta da zorlanılıyorsa başka bir soru daha kullanılabilir: “Peki, bu olayı yakın bir arkadaşıma anlatsam, ilk ne söylerdim?” İşte bu sorunun yanıtı hem olayın “ne haberi” olduğunu bize söyler. Hem de haberin girişini yazmada büyük kolaylık sağlar.

2. AŞAMA: BİLGİ TOPLAMA AŞAMASI

İkinci aşamanın anahtar soruları şunlardır: “Bu olayı yakın bir arkadaşıma anlatsam, acaba hangi soruların yanıtlarını merak ederdi?”, “Acaba bu olayla ilgili olarak hangi soruların yanıtlarını mutlaka bulmalıyım?”

İşte bu soruların yanıtlarının bulunup not edilmesi, haber yazma sürecinin bilgi toplama aşamasını oluşturur.

Bilgi toplamanın iki temel kuralı vardır: “Her türlü bilgiyi not al” ve “asla bir kaynakla yetinme”

3. AŞAMA: HABER METNİNİ YAZMA AŞAMASI

Haber yazmaya başlamadan önce ilk yapılması gereken iş, elde edilen bütün bilgilerin gözden geçirilmesi ve eksik bilgi olup olmadığının kontrol edilmesidir. Elde edilen bilgilerin doğru ve eksiksiz bir haber yazmak için yeterli olup olmadığı ve varsa karşıt görüşlerin alınıp alınmadığı da bir kez daha düşünülmelidir. Hala yanıtlanmamış ya da doğruluğu kontrol edilmemiş bilgiler varsa, bu eksikler en kısa sürede tamamlanmalıdır.

Ardından haberin odak noktası çerçevesinde bir yazı planı çıkarılabilir. Giriş, gelişme ve sonuç bölümlerinde neler yazılacağı bu şekilde planlanır. Bu arada haber yazma tekniğinin hangisi olacağına karar verilir.

Haber yazma teknikleri arasında en çok kullanılanı “ters piramit” adıyla anılan, en önemli bilgilerin en önce verildiği tekniktir. Genellikle özetleyici bir giriş yapılarak olayın en önemli boyutları ortaya konur. Şu üç soru ters piramit tekniği ile yazılacak haber girişi için yol göstericidir: “Bu olayla ilgili olarak okuyucuyu en çok etkileyecek olan şey / unsur nedir?”, “Bu olayla ilgili olarak en başta, acilen yanıtlanması gereken soru ya da sorular hangisi ya da hangileridir?”, “Hangi haberi destekleyici konuşmalar ya da ifadeler en güçlü olanlardır?”. Girişin ardından önemlilik sırasına göre olaya ilişkin detaylara yer verilir.

Dörtgen tekniğinde olay birbirine eş paragraflar halinde sunulur. Farklı giriş tekniklerinin kullanılabildiği bu teknik daha çok öyküleyici bir anlatımda bulunulacağı zaman tercih edilir. Okuyucu haberin tamamını okumadan, haberin bütünü hakkında bilgi sahibi olamaz.

Piramit tekniğinde ise ters piramit tekniğinin tam tersi uygulanır. Bir ayrıntıdan başlayarak olayın anlatılması amaçlanır. Sonuca ulaşmak, haberin sonunda mümkündür. İlgi çeken konular, mizah, yenilik ve benzeri olaylar bu teknikle haber haline getirilir.

Bunlardan başka haber yazma teknikleri de vardır ve ayrıntıları için “haber toplama ve yazma” kitaplarına bakılabilir…

HABER GİRİŞLERİ…

Haber yazmada belki de en çok üzerinde durulması gereken konu, haberin girişidir. Çünkü giriş, haberin okunmasını ya da dinlenmesini sağlaması açısından en önemli bölümdür. Haber girişi her zaman tutamaç görevi görmeli, ilgi çekmeli, okutmalı ya da dinlettirmelidir. Hatta haberin bu cümlede başlayıp bittiği de söylenebilir.

Haber giriş teknikleri; özetleyici giriş, tanımlayıcı giriş, alıntılı giriş, sorulu giriş, genelleyici giriş, zıtlık ifade eden giriş, okur-izleyici adresli giriş gibi çeşitli adlarla tanımlanır.

“Acaba gördüğüm ya da duyduğum bu olayı en yakın arkadaşıma anlatsam, söze nasıl başlardım, ona ilk önce ne söylerdim?” sorusunun yanıtı, özetleyici giriş tekniğinin anahtar sorusunu oluşturur. Genellikle olayın birden çok unsurunun önemli olduğu durumlarda özetleyici giriş tekniğine başvurulur. Ters piramit tekniğiyle yazılan haberlerde de büyük ölçüde özetleyici girişte bulunulur. Özetleyici giriş yazmanın en pratik yöntemi, 5N1K formülündeki soruların yanıtları arasından en önemlileri yanıtlamaktır.

Tanımlayıcı giriş; bir kişi ya da olayı tanımlayarak habere başlamaktır. Olayın en önemli unsuru “kim” ya da “ne” soruları ise, habere tanımlayıcı girişle başlanabilir.

Alıntılı giriş ise haber kaynağının sözünü girişe çıkarmak anlamındadır. Özellikle toplantı, demeç ya da görüşme türü açıklama ya da konuşmaya dayalı haberlerde; haberin en değerli unsurunun söylenen bir söz olduğu durumlarda alıntılı giriş yapılabilir. Haberde ön plana çıkarılması düşünülen söz, giriş cümlesinde tırnak içinde verilir. Sözü söyleyen haber kaynağı da genellikle aynı cümle ya da paragrafta tanıtılır.

Haberde ilgi çekiciliği sağlamak ve okuyucuyu habere katmak için kimi zaman en önemli ayrıntıya işaret eden soru ya da sorular giriş cümlesinde verilir. Bu da sorulu giriş tekniği adıyla anılır.

Kimi zaman da konuya daha genel bir ifadeyle girişte bulunulur. Örneğin:  Kış yüzünü göstermeye başladı / Türkiye’de işsiz sayısı her geçen gün artıyor / Yollar yine kan gölü…

Zıtlık ifade eden giriş için ise şu söylenebilir: “Köpeğin insanı ısırması” haberciler için sıradan bir olaydır; oysa “insanın köpeği ısırması” kaçırılmaması gereken bir haber olarak görülür. Sıra dışı ya da alışık olunmayan durumlara ilişkin zıtlıklar haberin en önemli öğesini oluşturabilir.

Olayın bir öykü anlatır gibi aktarıldığı öyküleyici girişte, okur ya da izleyicinin kendilerini olayın içinde bulması istenir. Genellikle olay ya da olayın kahramanı ilk paragrafta tanıtılır. Görülen, duyulan, koklanan, tadılan ya da dokunulan şey haberin bir parçası haline gelir. Bu nedenle haber kaynakları ile görüşürken nasıl davrandıklarını, görüşme sırasında ne yaptıklarını, ne giydiklerini, nasıl renklerde kıyafetleri tercih ettiklerini, bağırarak mı, yoksa sakin bir biçimde mi konuştuklarını, bir soruya yanıt verirken ne kadar süre düşündüklerini, çevredeki manzarayı, olağan olmayan her şeyi not etmekte yarar vardır.

Haberin girişinde doğrudan okur ya da izleyicilere seslenilen ve onların habere katılımını sağlayan giriş tekniğine de “okur-İzleyici adresli giriş” diyebiliriz. Bu teknik, okurun haberin
bir öğesi olmasını kapsar. Örneğin: “O şarkıyı siz de duymuşsunuzdur. Gençliğin ne demek olduğunu belki de o şarkıdan öğrenmişsinizdir. Bir sabah yaşınız sorulduğunda artık dolu dolu “30” rakamını söylediğinizde, saçınızdaki ilk beyazlar, göz çevrenizdeki ilk kırışıkları aynada fark ettiğinizde zınk diye anlamışsınızdır ‘Gençliğe Veda’nın ne demek olduğunu...”

HABER AKTARMA YÜKLEMLERİ

Haberin girişinden sonra teknik olarak dikkat edilmesi gereken ikinci önemli noktayı cümlelerin sonunda kullanılacak olan yüklemler oluşturur. Haber yazmada temel kural, görülen, duyulan ya da öğrenilen bilgilerin üçüncü tekil şahıs diliyle, tarafsız kalmaya çalışılarak kamuoyuna aktarılmasıdır. Çünkü muhabir ya da haberci, haber kaynaklarından derlediği bilgileri okuyuculara anlatan ya da aktaran kişidir. O halde kurduğu cümleler de anlatım ya da aktarma yüklemleri ile sonlanmalıdır. Haber yazımında kullanılan sık kullanılan bu tür yüklemlere “haber yüklemleri” adı verilir.

Haber kaynağının kimliğinin belirtildiği etken yükleme sahip anlatımlarda en çok; kullanım sıklığı sırasıyla şu yüklemler tercih edilir: “açıklamak”, “demek”, “söylemek”, “belirtmek”, “diye konuşmak”, “ileri sürmek”, “vurgulamak”, “şöyle konuşmak” ve “anlatmak”...

Edilgen yüklemli anlatımlarda ise sıklıkla “belirtilmek”, “açıklanmak”, “bildirilmek”, “önerisinde bulunulmak”, “ileri sürülmek” yüklemleri tercih edilmektedir.

HABER SONLANDIRMA

Haberlerin sonuç paragraf ya da cümleleri genellikle geçmiş hakkında bilgi verici, geleceğe yönelik duyurum ya da sonuç yargısı ifade eder. Örneğin: “Bölgede hava sıcaklığının eksi 20 derece olduğu belirtiliyor”, “Meydana gelen zararın ve hafriyatın kaldırılmasının bedelinin 18 milyar 550 milyon lira olduğu kaydedildi.”, “Toplantı, ödüllerin verilmesiyle sona erdi.”, “Sanatçı, kutlamalar çerçevesinde ayrıca 15 Aralık’ta da Eskişehir’de bir sokak konseri verecek.”

4. AŞAMA: DENETİM VE DOĞRULAMA AŞAMASI

Haber yazmanın son aşamasını denetim ve doğrulama oluşturur. Habercilikte belki de en çok atlanan aşama budur. Onun için bu aşamayı biraz daha detaylı aktarmaya çalışacağım…

Denetim ve doğrulama aşamasında 10 maddelik bir uygulama listesi sunacağım:

1. İlk okuma: Taslak hali yazılan haber metni baştan sona okunmalıdır.

2. Yazım yanlışlarının denetimi:Okuma sırasında, haberin ilk aşamasında belirlenmiş olan “odak noktası” yeniden hatırlanır ve bu odak noktasından hareketle öncelikle yazım hataları, cümle ve anlatım bozuklukları kontrol edilir. Hemen ardından da cümlelerdeki özne-yüklem uyumu kontrol edilir. Ayrıca haberin bir kez de “sesli okunması” ve kulağa hoş gelmeyen kelimelerin atılması ya da başka sözcüklerle değiştirilmesi de tavsiyeler arasındadır.

3. Okunurluk ve anlaşılabilirlik denetimi: Haber, çok sayıda kişinin anlayabileceği bir metin olmalıdır. Bu nedenle haberde geçen rakamlar, bilimsel bilgiler, istatistiksel sonuçlar basitleştirilerek, okuyucuların anlayabileceği biçime dönüştürülmelidir. Cümleler olabildiğince kısa ve sözcükler olabildiğince kolay okunabilir olmalıdır.

4. Fazlalıkların denetimi: Haberde gereksiz bulunan ayrıntılar ya da fazlalık olarak görülen noktalar bu aşamada atılmalıdır. Haberde asıl olan “özün” verilmesidir. O nedenle, “Acaba yazdığım cümlelerden hangilerini atarsam anlam bozulmaz?” ve “bu cümleden hangi kelimeleri atarsam anlam bozulmaz” biçimindeki sorularla haberdeki fazlalıklar hafifletilebilir.

5. Eksik bilgi denetimi: Her ne kadar bitmiş sayılsa bile haber yazıldıktan sonra muhabirin kendi kendine “acaba bu haberle ilgili daha başka hangi unsurlara yanıt verilmesi gerekliydi” ya da “bu haberde hangi sorulara yanıt vermedim?” biçimindeki sorularla haberin bir kez daha kontrol edilmesi yararlıdır.

6. Yanlış bilgi denetimi: Haberde aktarılan bilgiler doğru mudur? Bu bilgilerin doğruluğu ikinci kaynaklardan kontrol edilmiş midir? Haberde adı geçen tüm kişilerin adları ve soyadları doğru yazılmış ve bu kişiler doğru bir şekilde tanıtılmış mıdır? Haberde geçen ifadeler, haber kaynağı olarak gösterilen kişilere mi aittir ve bu kişilere doğru atıflar yapılmış mıdır? Haber metni herhangi bir kuşkuya ihtimal vermekte midir? Son soru hariç, diğer soruların yanıtları “evet” olacak şekilde haber metni yeniden kontrol edilmeli ve gerekli düzeltmeler yapılmalıdır.

7. Yorumsuzluk / tarafsızlık denetimi: Haber metninde kullanılan sıfat ve zarflara dikkat edilmeli ve haber metninin “yorumsuz”, “tarafsız” bir metin olması adına, metindeki sıfat ve zarfların gerekli olup olmadığı tekrar düşünülmelidir. Haberde nesnelliğin sağlanması adına karşıt görüşlere yer verilip verilmediği ve eşit şekilde söz hakkı tanınıp tanınmadığı bu aşamada denetlenir.

8. Etik ve hukuk kurallarına uygunluk denetimi: Bu aşamada haberin evlere, işyerlerine, çocuk, genç ve yaşlılara da seslenildiği unutulmamalı, haberin yemek ya da kahvaltı masalarında okunabileceği ya da izlenebileceği bilinmeli, okurun her şeyi bildiği gözden uzak tutulmamalıdır. Bu bağlamda haberin etik değerlere duyarlılığı ve hukuk kurallarına uygunluğu denetlenmelidir.

9. Son okuma: Son olarak ise haberin “yayına hazır” ya da “tamam” olduğuna karar verildikten sonra haber metni yeni baştan okunmalı ve tüm denetim sürecinin aşamaları hızlıca “yeniden” gözden geçirilmelidir.

10. Geribildirimin takip edilmesi: Bir muhabir için haberin yazılıp haber merkezine gönderilmesi ile haber yazma süreci tamamlanır; ancak iletişim sürecinin tamamlanabilmesi için habere gelecek geri dönüş ya da tepkilerin de takip edilmesi gerekir.

SONUÇ

Artık haberimiz bitmiş ve yayınlanmaya hazır hale gelmiş durumda… Bundan sonra “haber yayınlama süreci” başlar. Muhabir tarafından yazılan haberler, organizasyon şemasına bağlı olarak istihbarat şefine, yazı işleri müdürüne ya da editöre gider. Oradan; belki de, redaksiyon servisine gönderilir. Haberin yayınlanmak üzere seçilmesini etkileyen unsurlar, haber içeriğini etkileyen unsurlar, haberin yayınlanmasından sonra sözü edilebilecek kamuoyu üzerindeki etkilerine yönelik unsurlar ayrı çalışmaların konusudur. Şimdilik haberci ve haberci adaylarına, haber yazma süreçlerinde başarılar dilerim.
---