HAKKÂRİLİ BİR ÇOBANIN HİKÂYESİ...


Bu yazıda Hakkârili bir çobanın hikâyesini anlatacağım size. 18-20’li yaşlarındaki bu çobanın, bir düşünü gerçeğe çevirmek için nasıl çabaladığının öyküsünü...

Size de sorularım olacak. Onun yerine kendinizi koymanızı, onun ne yapması gerektiğini düşünmenizi isteyeceğim.
Bu oyunu birlikte oynayabilmemiz için; öncelikle, o kişiyi hayal edin. O gencin nasıl bir yaşamı olduğunu gözünüzün önüne getirin. Kılık kıyafetini, koyunlarını, kavalını, annesini, babasını, kardeşlerini, yaşadığı yeri, dağları, tepeleri hayal edin. Ardından o gencin düşlediklerini siz de düşleyin.
Hakkârili çobanın düşü, bir gün izlediği bir filmden esinlenir. Al Pacino’nun başrolünü oynadığı ve Oscar aldığı Kadın Kokusu filminde başrol oyuncusu emekli kör bir askerin hayattan son bir beklentisi vardır. Dünyanın en iyi kenti New York’a gitmek, iyi bir otelde kalmak, kırmızı bir Ferrari’ye binmek ve bir kadınla birlikte olmak…
Aynı şeyleri o da hayal eder. New York’a gitmek, kırmızı bir Ferrari’ye binmek, sarışın bir kadınla, o otomobille hız yapmak ister. Onun için düşünmeye başlar…
SİZ DE KENDİ YANITLARINIZI VERİNİZ
İlk sorumuz şu:
Bu gencin yerinde siz olsanız, acaba ne yapardınız? Sizce, onun bu hayalini gerçekleştirebilmesi için ne yapması gerekir?
Yanıtlarınız belki de şunlar olabilir:
- Hiç bir şey… Böyle bir hayali gerçekleştirmesi imkânsız…
- Çok çalışması gerekir.
- Para kazanması gerekir.

Sanırım öncelikle para kazanması gerekir. Peki, nasıl kazanabilir?
- Daha çok koyuna bakması gerekir.
- Bu iş koyun bakmakla olmaz. Daha başka işler yapması gerekir.
- Yasal yollarla bu parayı kazanamaz.
- Hakkâri’de o kadar para kazanılmaz.

Peki, ne yapsın?
- İstanbul’a gitsin.

İstanbul’da ne yapsın?
- Bir tanıdık bulsun, onun yanında çalışsın.
- Önce okusun. Bazı konularda eğitim alsın, sonra çalışsın.
- Her türlü işi yapsın.
- Hangi işi bulursa girsin.

Peki, New York’a gidecek yol parasını bir şekilde kazanabilir mi? Sonra neye ihtiyacı olur?
- Pasaport ve vizeye…

Onları nasıl alabilir? Alabilir mi?
- İyi bir iş bulmuşsa alabilir; ama bulamamışsa biraz zor.
- Yok, pasaportu alabilir de vizeyi alamaz.
- Alamazsa sahte vize alır. Kaçak gider. Gemiye biner…

Bir şekilde New York’un yolunu tutar mı?
- Zor ama “tutar”…

Peki, başka neye ihtiyacı var bu gencin?
- İngilizce bilmesi gerekir.

Az çok İngilizce öğrenmesi için ne yapması gerekir? Bir şekilde İngilizce öğrenebilir mi?
- İsterse “evet” öğrenebilir. Kursa gidebilir, kendisi çalışabilir…

Peki, diyelim ki bir şekilde New York’a gitti. Az çok İngilizce de öğrendi. Hayalini gerçekleştirmek için başka neye ihtiyacı var? - Yine paraya tabi ki…

Ne yapabilir?
- Yine çalışabilir.

Peki, hayali kırmızı bir Ferrari’ye binmek… O kadar parayı bir araya getirebilir mi?
- New York’a kadar gittiyse getirebilir.
- Satın almasına gerek yok, kiralar. Olmadı, çalar; yine biner.

Peki, iyi bir otelde kalmak istiyordu. Ne yapabilir?
- O otelde çalışabilir.
- Parası var ya, kalabilir. Parası olduktan sonra her şeyi yapabilir.

Yanında bir sarışın kadın olmasını istiyordu. Onun için ne yapabilir?
- Kadının kendisini sevip sevmemesi önemli değilse, o arabaya değil bir tane birkaç tane sarışın bindirebilir…

Peki, sonuç olarak 20’li yaşlardaki Hakkârili çobanının New York’a gidip, bir Ferrari’ye binmesini ve iyi bir otelde kalmasını ihtimaller dâhilinde görüyor musunuz?

O halde size o gencin gerçekte neler yaptığını söyleyeyim…

GERÇEKTE YAŞANANLAR

Koyunları gütmeye başladığı o yaz, ailesi, köyden bir kızla tanıştırdı onu. Kısa sürede evlendiler. Ardından askere gitti. Döndüğünde ilk oğlu kucağındaydı. Ardından ikinci, üçüncü çocuk geldi…

Bir akşam evde eşi ve çocukları ile otururken televizyonda yeniden Kadın Kokusu filmini gördü. O zaman kurduğu düş geldi aklına. Dizinin dibindeki çocuklarına şöyle dedi:

- Benim bir hayalim vardı gençliğimde… New York’a gitmek…

Kısacası, o hayalini gerçekleştirmek için sizin önerdiğiniz düşüncelerden hiç birini yapmadı, yapamadı.

Kıssadan hisse; hayallerimizi hayallerimizde bırakırsak, bir gün biz de hayal olmakla yüz yüze kalırız. Oysa hayatta istediğimiz her şeye isteğimizin şiddeti ölçüsünde yaklaşırız.

Mutlu yıllar diliyorum.
-------------------------------

04.01.2008

Anadolu Haber, sayı 444, sayfa 6, 4-10 Ocak 2008.