İLETİŞİMCİLERİN 12. BULUŞMASI...

İletişim bilimciler Eskişehir’de buluşuyor. Bu yıl 12’ncisi düzenlenen uluslararası iletişim sempozyumu Anadolu Üniversitesi İletişim Bilimleri Fakültesinin ev sahipliğinde 16 Haziran pazartesi günü başladı. Üç gün sürecek sempozyum boyunca 10 ülke ve 37 farklı üniversiteden akademisyen tarafından hazırlanmış toplam 51 bildiri sözlü olarak sunulup tartışılacak.


 Sempozyum Kurucu Eş Başkanı ve Organizasyon Komitesi Başkanı Anadolu Üniversitesi İletişim Bilimleri Fakültesi Basın ve Yayın Bölümü Bölüm Başkanı Prof. Dr. Erkan Yüksel toplantının açılışında şu konuşmayı yaptı:

CIM 2014’ÜN HİKAYESİ…

Bu yıl 12’ncisini gerçekleştirdiğimiz uluslararası iletişim sempozyumuna göstermiş olduğunuz ilgiden dolayı tüm katılımcılarımıza organizasyon komitesi adına, komite başkanı olarak teşekkür ediyorum.

Öncelikle sempozyumun nasıl başladığından söz edeyim: Ben genç bir araştırma görevlisi iken doktora tezimi yazdığım yıllarda, 1998-1999 yıllarında, ülkemizde internetin yeni yeni yaygınlaşmaya başladığı, mektuplaşma döneminden e-posta dönemine geçtiğimiz yıllarda, gündem belirleme konusunu çalışırken internetten yaptığım aramalar sırasında kuramın isim babası Prof. Dr. Maxwell McCombs’un mail adresine ulaştım. Sonra kendisine tezimle ilgili ve kuramı daha iyi anlamaya yönelik sorular göndermeye başladım. O kadar çok soru sormuşum ki daha sonraki yıllarda McCombs hoca “beni sorularıyla bombaladı” diye bir konuşma yapmıştı…

Tezimi verdikten sonra McCombs hoca ile ortak bir bildiri hazırladık ve bunu 2001 yılında Anadolu Üniversitesi’nde gerçekleştirilen uluslararası bir sempozyumda sunduk. Bu arada kuramın ikinci isim babası Prof. Dr. Donald Shaw ile de tanışmıştım. Her ikisi de bu sempozyuma konuk oldular. Doktora tez danışmanım Prof. Dr. Uğur Demiray’la birlikte hocalarımızı İstanbul’da havaalanında karşıladık, Eskişehir’e getirdik. Sempozyumun ardından da Konya ve Kapadokya bölgesi de dahil olmak üzere hep birlikte 2000 kilometrelik bir gezi yaptık…

Bir yıl sonra, 2002’de, University of Texas at Austin’den aldığım bursla Amerika Birleşik Devletleri’ne gittim. Orada benim gibi misafir öğretim üyesi olarak gelen Prof. Dr. Serra Görpe ile tanıştım. Altı ay boyunca McCombs hoca birlikte derslere girdik. Çeşitli üniversitelere ziyaretlerde bulunma şansı yakaladık. Bütün ziyaretimiz boyunca da uluslararası bir sempozyum organize etmeyi konuştuk. Bu benim hayallerimden biriydi; çünkü o yıllarda yurt dışına çıkmak oldukça zordu. Hizmet pasaportu almak için bile iki kez Ankara’ya gitmek zorunda kaldığımı söylesem herhalde ne demek istediğim daha iyi anlaşılır. Ben de başka arkadaşlarımın da yurt dışı deneyimi kazanmalarına imkan sağlamak için ve iş birliğimizi kalıcı hale getirmek için çalıştım. Bir yıl sonra, 2003 yılında, Türkiye’den yaklaşık 40 akademisyenle birlikte Austin’de ilk Communication in the Millennium toplantımızı gerçekleştirdik.

Geçen 12 yıl boyunca bir yıl Amerika Birleşik Devletleri’nde ve bir yıl ülkemizde İstanbul Üniversitesi ile Anadolu Üniversitesi arasında dönüşümlü olarak gerçekleştirdiğimiz toplantılarda sunulan toplam bildiri sayısı 545’e ulaştı. Dünyanın 34 farklı ülkesinden 143 farklı üniversiteden akademisyenin hazırladığı bildiriler sözlü olarak sunuldu ve tartışıldı. Kimi zaman özel oturumlarda çalıştaylar düzenlendi. Gündem Belirleme ve Suskunluk Sarmalı gibi kuramların isim babaları çeşitli toplantılarda kurumlarını anlattılar. Doktora öğrencileri için özel oturumlarımız oldu. Onlar da çalışmalarını hocalarımızın önünde anlatma fırsatı buldular, onların önerilerini dinlediler.

Birçok akademisyen bu organizasyon sayesinde hayatlarında ilk kez İngilizce bildiri sunma deneyimini yaşadılar. Hayatlarında ilk kez yurt dışına çıkıp, Amerika’yı ve oradaki üniversiteleri gördüler. Pek çok akademisyen birbiriyle tanışma ve hatta daha sonra ortak bildiri hazırlama şansı yakaladı. Aynı zamanda akademik yükseltmelerde de puanlar alarak kariyerlerinde bir sonraki aşamaya yönelik hazırlık yaptı.

Sempozyumun kurucu eş başkanları olarak ben, Prof. Dr. Maxwell McCombs ve arkadaşım Prof. Dr. Serra Görpe ile ortak amacımız iletişim akademisyenleri arasında bir diyaloğu başlatmak, bir köprü kurmak, gençlere el vermek ve önlerini açmaya çalışmak oldu.

Ülkemizde sosyal bilimler alanında 12 yıldır devam eden etkinliklerin sayısının sınırlı olduğunu görüyorum. İletişim alanında ise bu organizasyon dışında başka bir ulusal organizasyonun dahi olmaması iletişim akademisyenleri arasındaki iletişimin ne denli kopuk olduğunun bir göstergesi. Bu sempozyum sayesinde sunulan bildiriler bir yana bırakılırsa kurulan iletişim köprüsünün ne kadar önemli olduğunun da altını çizmek isterim.

Diğer yandan sempozyumda bugüne dek sunulan tüm bildirilere internet üzerinden herkes erişebilmekte. Bu da sunulan bildirilerin tüm dünyada yayımlanması anlamına geliyor. 545 bildirinin sunulmuş olması bu sempozyum sayesinde ortaya konulan bilgi birikiminin de boyutlarını gösteriyor. İletişimin her alanına seslenen bu bildirilerin önemli bir bölümü ülkemizdeki iletişim akademisyenlerinin ülkemize yönelik çalışmalarını kapsıyor. İngilizce sunulan bu bildiriler bir anlamda da ülkemizdeki iletişim çalışmalarının dünyaya duyurulması anlamına geliyor.

Umut ediyorum sempozyum bundan sonra daha ileri aşamalara da gider.

Ben sempozyumun ilk organizasyonu gerçekleştirdiğimde, genç, koyu siyah saçlı bir araştırma görevlisi olarak büyük bir heyecan içindeydim. Yıllar içerisinde uluslararası bir sempozyumu organize etmenin getirdiği deneyim ve bu sempozyum sayesinde bir anlamda da zorunlu bir şekilde hazırladığım bildirilerle bugün 12’nci sempozyumda artık bir profesör olarak ve saçlarında beyazlarla karşınıza çıkıyorum. Şu anda bu salonda benim öğrencilerim artık birer araştırma görevlisi olarak bildirilerini sunuyorlar. Aralarında yardımcı doçent olanları görmek beni daha da mutlu ediyor.

Bu yılki sempozyuma 81 başvuru geldi. Bunlar arasından yapılan değerlendirmede elenen ve gelmeyenlerle birlikte üç gün boyunca sunulacak bildiri sayısı ise 51. Toplam 10 farklı ülkeden 37 farklı üniversiteden akedemisyenin hazırladığı bildiriler sözlü olarak sunulacak ve tartışılacak.

İletişim bilimi adına önemli çalışmaları birlikte dinleme şansı bulabileceğimize inanıyorum. Programa baktığımda gördüğüm kimi bildiri başlıkları beni oldukça heyecanlandırıyor ve şimdiden onları dinlemek için sabırsızlanıyorum.

Sempozyumumuzun bu yılki organizasyonunu iletişim biliminin tanınmış hocalarından Prof. Dr. Werner Severin’e adadık. Onun İletişim Kuramları kitabını okumamış ya da duymamış iletişim bilimci aramızda herhalde yoktur diye düşünüyorum.

Prof. Severin’le 2002 yılında Amerika Birleşik Devletleri’ne yaptığım ilk seyahatin ilk gününde tanıştım. Prof. Dr. Serra Görpe ile birlikte kaldığım otele gelip beni dışarı çıkarmışlardı. Daha sonra da üniversite dışındaki tüm artan zamanımı neredeyse Prof. Severin’le birlikte geçirmiştim. Ondan hem akademik anlamda hem de insanlık adına çok şey öğrendim. Kendisi CIM organizasyonu boyunca da hep bizimle birlikteydi. Kimi zaman konuşmacı, kimi zaman moderatör, kimi zaman bir arkadaş ve baba olarak bizlere destek oldu. Kendisini rahmetle anıyoruz.

Sözü fazla uzatmadan, bu yılki organizasyonda emeği geçen genç arkadaşlarımın ve özellikle başkan yardımcılığı görevini yürüten değerli arkadaşım, Yard. Doç. Dr. Alaaddin Paksoy’a öncelikle teşekkür etmek istiyorum. Bundan sonraki bayrak yarışında kendisinden organizasyon komitesi başkanı olarak hizmette bulunmasını bekliyoruz.

Bu vesileyle komitemizde görev alan tüm genç arkadaşlarıma yürekten teşekkür etmek istiyorum.

Ayrıca organizasyonun ilk fikrinin doğduğu ilk konuşmalardan başlayarak Prof. Dr. Uğur Demiray’a, Prof. Dr. Suat Gezgin’e, Prof. Dr. Sezen Ünlü'ye, organizasyonların gerçekleşmesini sağlayan tüm ev sahibi üniversitelerdeki hocalarımıza, dekanlarımıza, rektörlerimize, bilim komitemizdeki hakemlerimize ve tüm çalışma arkadaşlarımıza teşekkür etmek istiyorum. Hep birlikte bu organizasyonu bugünlere taşıdık.

Bu yılki organizasyonun gerçekleşmesinde ev sahipliği yapan Üniversitemiz İletişim Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. E. Nezih Orhon’a, Dekan Yardımcılarımız Doç. Dr. R. Ayhan Yılmaz ve Doç. Dr. Yavuz Tuna’ya da özellikle teşekkür etmek isterim.

Aslında herkesten de önce organizasyonumuza destek veren Üniversitemiz Rektörü Prof. Dr. Naci Gündoğan’a sağladığı tüm katkı ve imkânlar için önemle teşekkür etmek isterim.

Sizlerin desteği olmadan bu organizasyon bugünlere ulaşamazdı. Bundan sonra da genç arkadaşlarımın yine bizlerin desteğiyle organizasyonu daha ilerilere götürmesi dileğiyle sözlerimi noktalamak istiyorum.

Hoş geldiniz, ne iyi ettiniz de geldiniz ve bizim konuğumuz oldunuz.

Prof. Dr. Erkan Yüksel
16/6/2014