SAYFA TASARIMINDA SÜTUNLAR VE ÇİZGİLER


Gazete tasarımında sütunlarla çalışıldığında en sık rastlanan sorunlardan birisi başlıkların ya da fotoğrafların çakışması ya da yan yana gelmesidir. Sayfa tasarımının altın kuralı, başlıklarla başlıkların, fotoğraflarla fotoğrafların yan yana gelmemesidir.

Başka bir deyişle iki ayrı haberin başlığı yan yana gelmemeli, iki ayrı habere ait fotoğraflar çakışmamalıdır. Çünkü bu durum çoğunlukla sayfaya ilk bakıldığında karmaşa duygusu yaratır. Hangi başlık hangisinin, hangisi nerede bitiyor, diğeri nerede başlıyor, hangi fotoğraf hangi habere ait gibi bir karmaşadır bu.
Sayfa tasarımında en son istenilecek şey de karmaşadır. O nedenle başlıklarla fotoğrafları çakıştırmak, başlıkla başlığı, fotoğrafla fotoğrafı yan yana getirmemek daha uygundur.
NE YAPILABİLİR?
Örneğin, iki haberde de görsel malzeme yoksa ve bu iki haberi yan yana koymaktan başka çare de yoksa başlıklar çakışmasın diye ne yapılabilir? Bu sorunun birden çok yanıtı ve yöntemi vardır.
Örneğin, bu haberlerin ikisi de çerçeve içinde verilebilir. Sağdan soldan, alttan ve üstten yaklaşık yarım santimlik boşluk başlıklar arasındaki ayrımı ortaya koymaya yeterli olur.
Örneğin, başka bir yöntem de bu çerçevelerden birine ya da ikisine zemin vermektir. Başka bir deyişe renk ya da ton uygulamasına gidilebilir. Bu da tercih edilmezse, başlık stili ile farklılaşma sağlanabilir.
Örneğin, yan yana gelen bu iki başlık, aynı düzeyde başlıklar ise; birincisi normal, diğeri italik verilebilir. Koyu (bold) ya da normal (light) stil tercihleri de böyle bir farklılaşma yaratabilir. Ancak bu farklılaştırma, genellikle farklı bir yazı karakteri (font) kullanmak anlamına gelmez. Gelmemelidir de…
FONT KULLANIMI
Kişisel olarak bir sayfada “ne kadar az font çeşitliliği, o kadar sade bir sayfa” anlayışını benimsenirim. Mümkün olduğunca kullanılan fontların başlık düzeylerine göre değişebilmesiyle birlikte, aynı aileye ait fontlar olmasını tercih ederim. Bunu da not düşmüş olayım…
Çakışan başlık ya da fotoğraflar için uygulanan ya da tercih edilen yöntem her ne ise, o yöntemin ondan sonraki benzer durumlar için de uygulanması ve bir kural halinde takip edilmesi, kişisel olarak aradığım diğer şartlar arasındadır.
Dolayısıyla bir yerde bir durum için uygulanmış kuralın, “doğru ya da yanlış olsun” aynı durumlarda tekrar edilmesini beklerim. Her yerde farklı bir “farklılaştırma” anlayışının, “anlayış” olmadığını savunurum.
Fotoğraflarla fotoğrafların çakışması ise daha az rastlanan bir durumdur. Ancak çözümü başlıkların çakışmasına oranla daha kolaydır. Bir haberde üstte fotoğraf varsa, diğer haberin fotoğrafı alta konulabilir. Birisinde başlık üste çıkarılabilir ve fotoğraf alta konulur. Haberler çerçeve içine alınabilir. Zemin verilebilir. Haber birkaç sütun ise fotoğraf haberin ortasına gömülebilir. Bunun gibi çeşitli uygulamalara gidilerek fotoğrafların çakışması önlenebilir.
NE KADAR ÇİZGİ?
Haberleri birbirinden ayırmanın en yaygın uygulamalarından birisi de aralarına çizgi çekmektir. Ancak bu çizgilerle ilgili olarak da kimi sorunlardan söz edilebilir. Çünkü kimi zaman bu çizgi ve çerçeveler ya çok fazla kullanılmakta ve sayfa kutu(cuk)lara boğulmakta, kimi zaman da az kullanılmakta ya da hiç kullanılmamakta ve böylece haberler ayırt edilememektedir.
Çizgi ve çerçevelerle çalışmanın dengesi, haberlerin anlaşılır bir şekilde sayfada yer alıp almamasında düğümlenir. İlk bakışta sayfadaki unsurlar arasında bir karmaşanın var olup olmadığını tespit etmek, hangi çizilerin fazla ve hangilerinin gerekli olduğu bilgisini verebilir.
Burada amaç okuyucunun ilk bakışta haberin tüm unsurlarını; eş deyişle başlık, fotoğraf, fotoğraf altı ve metinlerini yanındakilerle karıştırmadan algılayabilmesini sağlamaktır. Bu algıyı bozan tüm unsurlar “yanlış” bir şeylere işaret eder.
Haberler arasına çekilen çizgi kimi zaman ise haberler arasında bırakılacak boşluğun ve böylece sağlanacak rahatlamanın da bir garantisidir. Aynı zamanda kimi zaman haberleri sayfaya sığdırmak adına gerekli olan birkaç milimetrelik kullanım alanı için bu çizgiler önemli bir hareket alanı yaratabilir.
ÇİZGİLERİN KALINLIĞI
Çizgilerin kalınlığı ve stili ise genel olarak estetik kaygılara ve moda anlayışlara göre değişmektedir. Sayfa tasarımında en yaygın kullanılan düz çizgi, kıl çizgi olarak bilinen 0.5 kalınlığındaki çizgidir.
Ancak yine de farklı gazeteler bu anlattıklarım için farklı uygulamalar benimsemiş ve farklı beğenilerden hareket ediyor olabilir. Bu durumda da aranacak koşul, hangi beğeni kuralı benimsenmiş ise o kuralın yayının diğer sayfalarında da aynı şekilde devam ettirilip ettirilmediğidir. Yayın kişiliği adına aynı kuralın farklı sayfa ve sayılarda da sürdürülüp sürdürülmediğidir.
Son olarak şu da söylenebilir: Size göre bir sayfa tasarımında “yanlış” yapılmış olabilir. Ancak o “yanlış” bilinçli bir “kural” haline getirilmişse, o artık yanlıştan öte bir şeydir ve artık bir anlayıştır. O nedenle devam ettirilmelidir.
Ancak “doğru ya da yanlış” belirli ve düzenli bir kural yoksa, belirli bir anlayıştan söz etmek mümkün değildir. O nedenle asıl yanlışın, kuralsızlık olduğunu düşünürüm.
-------------------------------

10.10.2007
http://www.dorduncukuvvetmedya.com/dkm/article.php?sid=9362