Haber, Liverpool
ve Beşiktaş futbol takımlarının karşı karşıya gelmesi ve karşılaşmanın 8-0
sonuçlanması. “Ne?” sorusunun yanıtı bu. “Nerede ve ne zaman” sorularının
yanıtları da net. İngiltere’de, 45 bin 552 kişilik Anfield Road Stadı’nda Türkiye
saati ile 21:45’te… “Neden” ve “nasıl” sorularını yanıtlamanın ise türlü yolları var...
Lakin yaygın gazetelerimize baktığımızda haberciliğin altın
kuralı 5N1K’nın pek de dikkate alınmadığına şahit oluyoruz. Eskiden bu
soruların yanıtlarını eksik bırakan haberler için “eksik haber” denilirken, şimdi durum çok
daha farklı. Analize dayalı, yorumlayıcı habercilik ön plana çıkmış durumda.
Haberler, okuyucularının “ne hakkında” düşüneceği ya da konuşacağından çok,
“nasıl düşüneceğine” ve belki de “ne söylemesi gerektiğine” de yön veriyor.
Belki de spor haberciliğinin teknoloji ile rekabetinin
getirdiği bir sonuç bu. Çünkü “milyonlar” futbol karşılaşmalarını televizyon
ekranlarından izliyor, yetmiyor, 90 dakikalık karşılaşmanın her saniyesini
saatlerce “uzmanlara” tartıştırıyor. O da yetmiyor, analizler hafta boyu
devam eden spor programlarında devam ediyor. O halde gazeteler de “herkesin
spor karşılaşmalarını televizyondan izlediğini” varsayarak, karşılaşmanın
haberi yerine “analizi” üzerinde rekabet etmeye çalışıyor. Televizyonun
saatler süren konuşma ve tartışma programlarına karşılık, gazeteler, sınırlı
sayfaları ile daha fazla ilgi çekmeye ve daha fazla “yaratıcı” olmaya
çalışıyor. Haber yerine “analiz” ve “sunum biçimi” ön plana çıkıyor.
Liverpool – Beşiktaş karşılaşmasının yaygın gazetelerin
birinci sayfasında yayınlanan haberleri “haber – analiz” türüne uygun güzel
örnekler sunuyor. Örneğin gazetelerimizden birinin haber başlığında bu
“tarihi olay” sonundaki ünlem işaretiyle şöyle yorumlanıyor: “Beşiktaş tarih
yazdı!”.
Bir diğer gazete şöyle diyor: “Kara gece”. O geceye ilişkin
geçmişe dayalı bir yorum da var: “Yine İngiltere, yine kabus”.
“Ne yaptın Kartal” diyor bir diğeri. Sonra şöyle bir analiz
çıkıyor karşımıza: “İki hafta önce Liverpool’u İnönü’de mağlup edip destan
yazan Beşiktaş, adeta darmadağın oldu”
Başka bir analizde ise şu görüşlere yer veriliyor: “Liverpool
karşısında hiçbir varlık gösteremeyen Beşiktaş, Şampiyonlar Ligi tarihinin en
ağır yenilgisini aldı. Ertuğrul Sağlam kenarda, futbolcular sahada ezildi,
hezimet taraftarı kahretti”
Bir diğerinde ise Türkiye ligine gönderme yapılıyor: “Süper
Lig’de PAF takımını sahaya sürme tehdidinde bulunan Beşiktaş, Şampiyonlar
Ligi’nde hezimete uğradı”.
Gazetelerin, “ülkenin en önemli olaylarına” yer verdiklerini
varsaydığımız birinci sayfalarındaki diğer başlık ve haberlere bakıyoruz…
“Rezalet”, “Yüz karası”, “KARA Kartal”, “En ağır yenilgi”,
“Beşiktaş, dağıldı”, “Gol yağmuruna tutuldu”, tokat yedi, “Şampiyonlar
Ligi’nin en ağır yenilgisini alarak tarihe geçti”, “grupta son sıraya düştü”,
“Yönetim istifaya çağrıldı”.
SPOR GAZETELERİ
Daha “yaratıcı” olduğu söylenebilecek sayfalar da var. Spor
gazetelerinin birinci sayfaları yaratıcılıkta birbiriyle yarışıyor.
Fotospor’un birinci sayfa manşetinde siyah zemin üzerine iki
spor takımının logosu, altında büyükçe 8-0 yazısı, onun altında “Eee?” yazısı
ve hemen altında Beşiktaş Kulübü Başkanı’nın sigara içerken çekilmiş, sözsüz, ama
anlam dolu fotoğrafı yer alıyor. Bu “kompozisyon” gazetenin birinci
sayfasında, sayfanın tamamını olmasa bile oldukça büyük bir alanı kaplıyor.
Örneğin spor gazetesi Fotomaç, “Anfield Road’da kamyon
çarpmışa döndük” üst başlığı ile verdiği manşet haber için Beşiktaşlı
oyuncunun saha içinde yerde “kamyon çarpmışa dönmüş” yatarken çekilmiş
fotoğrafının altında “Plakasını aldınız mı?” başlığını kullanıyor. Sayfadaki
spotta Beşiktaş’ın “yerle bir” olduğu, “tarihi bir hezimet” yaşadığı,
“Şampiyonlar ligi tarihinin en ağır yenilgisini” aldığı anlatılıyor ve şöyle
deniliyor: “Kartal, tel tel dökülen defansında yaptığı amatörce hatalarla tüm
Beşiktaşlılar’ın akıllarına ‘ACABA PAF’LA MI ÇIKSAYDIK?” sorusunu getirdi”.
Haberin ikinci spotunda da şöyle deniliyor: “Dün Liverpool
karşısında adeta kamyon çarpmışa döndük, paramparça olduk. Maç boyunca sadece
Bobo ile 1 kez rakip kaleyi yoklayabildik. Liverpool’a tarihi farkı getiren golleri
Crouch (2), Benayoun (3), Babel (2) ve Gerrard attı. İngiliz ekibin 2 topu da
direkte patladı. Bunu da mı görecektik? Maalesef sözün bittiği yerdeyiz!
Beşiktaş taraftarı mı? Onlar yine muhteşemdi!”
Bir diğer spor gazetesi Fotogol ise doğrudan kulüp yönetimine
sesleniyor. Diğer gazetelerin haber analizleri ya da sessiz sunumlarının
aksine, Fotogol, birinci sayfasından, kulüp yönetimine “mektup” ya da
“dilekçe” sunuyor. Büyük harflerle siyah zemin üzerine sarı renkli verilen
başlıkta “Milyonlarca Beşiktaşlı için” denilerek altında “8-0” karşılaşma
sonucu veriliyor, onun altında da “Artık öldünüz!... Çekin gidin” çağrısında
bulunuluyor. Sayfa spotlarında ise “Sayın Yıldırım Demirören” ve “Sayın
Ertuğrul Sağlam, Sayın Sinan Engin” için yazılmış ve bu başlıkları içeren iki
ayrı “mesaja” yer veriliyor.
Bir tarafta dünya yıkılırken, tarih yeniden yazılırken, kimi
gazeteler ise “bu kadar önemli” haberi, birinci sayfadan vermeye gerek bile
görmüyor. Çünkü belki de onlara göre, ülkenin önünde “daha önemli” meseleler
de var… Siz ne dersiniz?
-------------------------------
08.11.2007
|