ÇORLU’DA BASIN EĞİTİMİ…

Haftasonu Çorlu’daydım. Türkiye’nin ilk ve tek kadın Sanayi ve Ticaret Odası Başkanı Özlem Yemişçi ve çalışma arkadaşlarının davetlisi olarak… Çorlu Sanayi ve Ticaret Odası’nın düzenlediği basın eğitiminde “Haber Toplama ve Yazma Teknikleri” ile “Habar Yazmanın Altın Kuralları” konularında iki ayrı seminer verdim.

ÇORLU, YÜKSELEN BİR YILDIZ…
Çorlu, son yıllarda Türkiye’nin yükselen yıldızları arasında parmakla gösterilen “alternatif” yerleşim alanlarından biri. Nüfusu son 10 yılda neredeyse ikiye katlanmış. Bugünlerde 230 binin üzerindeki nüfusuyla Türkiye’nin “en büyük” ilçesi olmanın heyecanı içinde. Tekirdağ’ın gölgesinde, İstanbul’un arka bahçesi… Tekstil ve deri sektörü ilçeyi sırtlamış durumda.
Bu büyümeden yerel basın da payını  almış. Çorlu Gazeteciler Derneği 2006 yılı sonunda kurulmuş. Avrupa Yakası, Devrim, Birikim, Çorlu Ekspress ve Danışman öne çıkan gazeteler. Ayrıca, söylendiğine göre ülkemizdeki ilk tüketici gazetesi (bülteni değil) de Çorlu’da yayımlanıyor: Tüketici Haber.
Benzerleriyle kıyaslandığında “aktif”  faaliyetler sergileyen Çorlu Ticaret ve Sanayi Odası’nda neredeyse her hafta ayrı bir etkilik ve eğitim gerçekleştiriliyor. Her meslek ve yaş grubundan Çorlulu, bu eğitim faaliyetlerine katılmak üzere odanın toplantı salonunu dolduruyor. Ayrıca çevre il ve ilçelerden de konuklar, Çorlu’ya misafir oluyor.
TAM GÜN BASIN EĞİTİMİ…
Peki, Çorlu’da gazetecilere yönelik olarak verilecek bir haber ve habercilik eğitimine kaç kişi katılır dersiniz?
Sayıyı söyleyince siz de şaşıracaksınız; çünkü yaklaşık 50 kişi cumartesi günü sabahtan akşama dek, bir yandan da haber koşuşturmacası içinde seminerleri takip etmeye çalıştı.
Çorlu, Tekirdağ ve çevreden gelen 50 kadar gazetecinin “eğitim” almak amacıyla gösterdiği bu ilgi –aslına bakarsanız- Türkiye’nin farklı yerlerindeki benzer toplantılarla karşılaştırıldığında oldukça “olumlu” ve hatta yerel gazetecilik açısından “umut” ve “heyecan verici”…
Peki, kimler vardı? Eğitime katılanlar büyük ölçüde şu anda habercilik yapan ve geçimini bu işten kazanan lise mezunlarıydı. Ancak üniversitelerin “iletişim” dışındaki fakültelerinden mezun olanlar da vardı. Ortalama 8-10 yıllık gazetecilik deneyimine sahiptiler. Gençler çoğunluktaydı. Bir de iletişim fakültesi mezunu, “bilgilerini tazelemek amacıyla” aramızdaydı.
Yerel basının yapısal, ekonomik ve etik sorunları her gittiğimiz yerde tartıştığımız konulardan…  Ancak Çorlu’da sorular daha çok “daha iyi haber yazma”,  “haberde noktalama ve imla” ve “yazım yanlışları” üzerineydi…
EĞİTİM, EĞİTİM, EĞİTİM…
Yerel gazeteciler için bugüne dek Türkiye’nin farklı illerinde pek çok eğitim semineri verdim. Hepsinde de gazetecilerin mesleklerini daha iyi yapmaları için bu tür eğitim ve toplantılara ne kadar açık olduklarını  gördüm.
Onlarla birlikte olmak, bana da ülkemizdeki yerel basının durumunu ve gelişimini göstermesi, farklı deneyimlerin paylaşılması ve tartışılması adına büyük katkılar sağladı.
İnanıyorum ki, Türkiye’de çağdaş demokrasinin yerleşmesinde ve yaygınlaşmasında, yerel demokrasinin köklenmesi gerekiyor. Bunun için de yerel basının gelişmesi büyük önem taşıyor.
Aslında, pek çok toplantıda yerel basının sorunları ve eğitim ihtiyacı dile getiriliyor. Bu konuda Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ile Konrad Adenauer Vakfı’nın, Başbakanlık Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü’nün uzun yıllardır süren çabaları söz konusu…
Sayısı 40’a ulaşan iletişim fakülteleri de imkânları ölçüsünde bu eğitime katkıda bulunuyor. Öğrenim verdikleri öğrencilerle her geçen gün daha çok tanınıyorlar. Mezun öğrenciler de medyada giderek daha fazla rol alıyorlar.
TAVSİYE VE ÖNERİLER…
Son olarak, iletişim fakültelerinde öğrenim alamamış medya çalışanlarına yönelik eğitim konulu tavsiye ve önerilerimi de sıralayayım…
Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi’nin iki yıllık önlisans programı olan Medya ve İletişim özellikle şu anda bir medya kurumunda çalışan ya da bu alana ilgi duyan herkese seslenen bir program. Haber ve haberciliğe dair bilinmesi gereken ne varsa bu programdaki derslerde veriliyor. Ayrıca programın ders kitapları Türkiye’deki iletişim fakültelerine de örnek olabilecek nitelikte. Kitaplardan tam bir takım elde edilerek başvuru kaynakları olarak her zaman yararlanılabilir.
Yine elbette kendini geliştirmek ve daha iyiye ulaşmak adına okunabilecek pek çok eserden de söz etmek gerekir. Özellikle iletişim fakültelerinde ders kitabı olarak da okutulan haber, habercilik, haber yazma ve etik konularındaki kitaplar, kitapçılarda olduğu kadar, internet üzerinden satış yapan yayınevlerinden de temin edilebilir.
Gazetecilerin yazmış olduğu mesleğe dair kimi kitaplar da farklı deneyimlerin öğrenilmesi ve farklı  düşüncelere kulak verilmesi anlamında tavsiye edilebilecek eserler arasında.
Ancak basın eğitiminde de söylediğim gibi bir gazetecinin elinin altında bulundurması gereken en önemli iki kaynak bir Türkçe sözlük ve bir de imla kılavuzu olmalı…
Dolayısıyla, önce bol bol okumak, sonra da yazmak gerekiyor...
Çorlu’da gördüğüm eğitim istek ve merakı, bu konuda sağlanabilecek ilerlemenin en güzel kanıtı…
Çorlu’yu güzel anılar ve iyi insanlarla hatırlayacağım…

Prof. Dr. Erkan Yüksel
Cuma, 30 Nisan 2010