Medyadaki sağlık konulu yayın içeriklerini konu alan proje
kapsamında görüşülen sağlık profesyonellerinin yüzde 21’i, medya
profesyonellerinin de yüzde 12’si bu tür içerikleri “Kesinlikle güvenilmez”
bulduğunu söyledi.
Sağlık profesyonellerinin yüzde 91’i, medya
profesyonellerinin ise yüzde 58’i medyada yer alan sağlık konularının
ticarileştirilmesinden şikâyet ediyor.
Proje yöneticisi, Anadolu Üniversitesi İletişim Bilimleri
Fakültesi Basın ve Yayın Bölümü Bölüm Başkanı Prof. Dr. Erkan Yüksel, medyada
yer alan sağlık konulu içeriklerin sorunlu yanlarına işaret ederek, konusunda
uzman olmayan kişilerce üretilen içeriklerin halkın yanlış bilgilenmesine,
panik ve korku yaratılmasına ve sağlık profesyonellerine güvenin azalmasına
neden olduğunu söyledi.
Prof. Dr. Erkan Yüksel bu alanda yapılabilecekler konusunda şöyle konuştu: “Herkesin yapabileceği ve yapması gereken şeyler var. Medya profesyonellerinin daha sorumlu olması, sorumluluk alması gerekenlerin de daha cesur olması ve daha görünür hizmetler vermesi gerekiyor. Vatandaşların da bu tür yayınları takip ederken dikkat etmesi gereken noktalar var.”
ÜÇ YIL SÜREN ARAŞTIRMA TAMAMLANDI
TÜBİTAK Sosyal Bilimler Araştırma Grubu ile Anadolu
Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Komisyonu’nun desteğiyle üç yıldır
sürdürülen ve bugüne kadar yaklaşık 80 kişinin çalışma ekibinde görev aldığı
“Türkiye’de Sağlık Konulu Yayıncılık İlkelerinin Belirlenmesi: Kaynak, İleti ve
Hedef Kitle Bağlamında Sağlık Konulu Yayınların Analizi” konulu araştırma
projesi tamamlandı.
Anadolu Üniversitesi İletişim Bilimleri Fakültesi Basın ve
Yayın Bölüm Başkanı Prof. Dr. Erkan Yüksel’in yürütücülüğünü üstlendiği
projede, Selçuk Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölüm Başkanı Prof.
Dr. Ahmet Yalçın Kaya, Selçuk Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi
Prof. Dr. Abdullah Koçak ve Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi Dekan
Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. Sinan Aydın araştırmacı olarak görev aldı.
Araştırma kapsamında öncelikle 59 medya, 79 sağlık
profesyoneli, 6 akademisyen ve 6 diğer alanlardaki uzmanlarla yüz yüze
görüşmeler gerçekleştirildi. Ardından 2010 yılı örneklem alınarak tüm
Türkiye’de 1781 gazete ve dergi, 52 televizyon ve 551 internet portalında
yayınlanan 39 bin 652 haber/köşe yazısı, 10 bin 48 TV haberi/programı ile 9 bin
4 internet sayfası incelendi. Ayrıca Türkiye genelinde, 33 ilde, 2 bin 503
kişilik örneklem üzerinde gerçekleştirilen anket uygulamasıyla vatandaşların
medyadaki sağlık konulu yayın içeriklerine yönelik algı ve tutumları ortaya
konuldu. Daha sonra 7 ayrı ilde 75 kişiyle yapılan yüz yüze görüşmeler
çerçevesinde de bu algı ve tutumların arkasındaki nedenler öğrenilmeye
çalışıldı. Proje kapsamında iki de çalıştay gerçekleştirildi. İstanbul ve
Ankara’da düzenlenen bu toplantılarda da araştırma bulguları konunun ilgili
kurum ve uzman kişileri ile paylaşılarak değerlendirildi.
Proje yürütücüsü Prof. Dr. Erkan Yüksel, araştırmanın
Türkiye’de iletişim bilimi alanında gerçekleştirilen en kapsamlı çalışma
olduğunu söyledi. Gerek araştırmanın boyutları, ele alınan örneklem
büyüklükleri ve çalışma ekibinin sayısı bağlamında araştırmanın benzersiz
olduğunu belirten Yüksel “Çalışmada önce medyadaki sağlık konulu yayınların
fotoğrafını çekmeye çalıştık. Ardından konunun uzmanı medya ve sağlık
profesyonelleriyle görüşerek onların değerlendirmelerini aldık. Sağlık konulu
yayınlarla ilgili kişi ve kurum temsilcilerini iki kez bir araya getirerek
bulgularımızı tartışmaya açtık. Sorunun nasıl algılandığını, aksaklıkların
neler olduğunu ve neler yapılabileceğini tartıştık. Bu arada, halkın medyadaki
sağlık konulu yayınlara ilişkin algı ve tutumlarını öğrenmek üzere bir anket
gerçekleştirdik. Ankette verilen yanıtların nedenlerini öğrenebilmek için yine
vatandaşlarla yüz yüze görüşmeler yaptık. Bu alana ilişkin literatürden elde
ettiğimiz görüş ve araştırma bulgularını değerlendirdik. Sağlık konulu
yayıncılık alanında idealin ne olması gerektiğine ilişkin belli başlı görüşleri
ortaya çıkardık. Şimdi de bu bilgilerimizi kamuoyu ile paylaşarak bu alandaki
çalışmaların daha iyi yürütülmesi adına bir katkı sağlamayı amaçlıyoruz.” dedi.
“HERKESİN YAPMASI GEREKENLER VAR”
Medyadaki sağlık konulu yayınlara ilişkin medya ve sağlık
profesyonelleri kadar halkın da eleştirileri olduğunu belirten Prof. Dr. Erkan
Yüksel, “Herkesin yapması gereken ve yapabileceğini düşündüğümüz bir şeyler
var” diye konuştu.
Medya ve sağlık profesyonellerinin daha sorumlu yayıncılık
anlayışıyla hareket etmeleri gerektiğini kaydeden Yüksel, kamuoyu tarafından
sağlık alanında ve yayıncılık alanında denetim yapması beklenen kurumların da
kendilerinden beklenen sorumluluğu daha hissedilir bir şekilde yerine
getirmeleri gerektiğini vurguladı. Yüksel, medyadaki sağlık konulu yayınları
okuyan, izleyen ya da dinleyen vatandaşların da sağlık okuryazarlığı bilincinin
geliştirilmesi gerektiğini söyleyerek “Daha genel olarak ise toplumda sağlık
bilincinin daha yüksek seviyelere çıkartılması daha anlamlı olacaktır” diye
kaydetti.
Özellikle resmi kurumlar arasında iletişim ve işbirliği alanında
kayda değer eksiklikler tespit edildiğini söyleyen Yüksel, doğrudan ya da
dolaylı olarak ilgili resmi ya da sivil toplum örgütlerinin bu alanda ellerini
taşın altına koyarak sorumluluk almalarının oldukça anlamlı sonuçlar
doğurabileceğini belirtti.
Yüksel, proje sürecinin henüz tamamlandığını belirterek
önümüzdeki günlerde raporun kabulünün ardından yaklaşık 600 sayfayı bulan
raporu kamuoyu ile paylaşacaklarını ve yayın olarak çıkaracaklarını söyledi.
İŞTE BAZI VERİLER
-Türkiye genelinde “ciddi bir rahatsızlıkla karşılaşan”
vatandaşların yüzde 94’ü doktora gitmeyi ve doktordan bilgi almayı doğru
buluyor. Doktordan öğrendikleri bilgiye güvenenleri oranı ise yüzde 75.
-Ciddi bir rahatsızlık karşısında kitle iletişim araçları
arasında en çok internetten bilgi alınıyor (yüzde 13).
-Vatandaşların yüzde 61'i gazete ya da dergilerdeki, yüzde
40'ı televizyondaki, yüzde 73'ü de internetteki sağlık konulu yayınları “hiç”
takip etmediğini söylüyor.
-İnterneti takip eden vatandaşların yüzde 66'sı bu yayınlar
sayesinde "sağlığımla ilgili olarak artık daha bilinçli
davranabiliyorum" diyor. İnternet kullanıcısı vatandaşların yüzde 31'i
haber içerikleri sayesinde "sağlığıyla ilgili bir rahatsızlığı olduğunu
anladığını" ifade ediyor.
YAYINLARIN GÜVENİLİRLİĞİ
-Sağlık profesyonellerinin yüzde 21'i, medya
profesyonellerinin ise yüzde 12'si medyada yer alan sağlık konulu haber ve
yazıları kesinlikle "güvenilmez" buluyor. Sağlık profesyonellerinin
yüzde 62'si, sağlık konularında halka doğru ve güvenilir bilgiler verilmediğine
inanıyor.
-Türkiye genelinde vatandaşların gazetelerde yer alan sağlık
konulu haber ve yazılardaki bilgilere "Hiçbir zaman" güvenmediklerini
söyleyenlerin oranı yüzde 7. Sağlık konulu içeriklere “Hiçbir zaman güvenmeme”
oranı internet takipçileri arasında yüzde 5 iken televizyon izleyicileri
arasında yüzde 6'a ulaşıyor.
-Vatandaşlar arasında ise gazetelerde yer alan sağlık konulu
haber ve yazılardaki bilgilere "Her zaman" ve "Çoğunlukla"
güvendiklerini söyleyenlerin oranı yüzde 27. Güvenilirlik oranı sağlık konulu
yayınları internetten takip edenler arasında yüzde 36 iken televizyondan
izleyenler arasında yüzde 40'a ulaşıyor.
-Öte yandan Türkiye genelinde vatandaşların yüzde 9'u
"sağlık konulu medya içeriklerinin tıp doktorlara olan güvenlerini
azalttığı" ifade ediyor.
YAYINLARIN DENETİMİ
- Araştırma kapsamında görüşülen sağlık
profesyonellerinin yüzde 38'i ve medya profesyonellerinin yüzde 24'ü medyada
yer alan sağlık konularının içeriklerinin denetlenmediğini düşünüyor. Medya ve
sağlık profesyonelleri, sorunun çözümünde özdenetim mekanizmasının
işletilmesinin yararlı olacağına inanıyor.
-Vatandaşların yüzde 51'i gazete ya da dergilerdeki, yüzde
45'i televizyondaki, yüzde 48'i de internetteki sağlık konulu yayınların
denetlenmediği kanaatini taşıyor.
TİCARİ BASKI
-Sağlık profesyonellerinin yüzde 91'i sağlık konulu yayınlarda
konu, kaynak, konuk seçiminde reklam, sponsorluk baskısı ya da ticari kaygı
hissettiklerini söylüyor. Medya profesyonellerinin de yüzde 58'i böyle bir
baskının "kesinlikle" olduğunu belirtiyor.
-Vatandaşlar arasında ise gazete okurlarının yüzde 48'i, televizyon
izleyenlerin yüzde 45'i ve internet takip edenlerin yüzde 46'sı sağlık konulu
yayınlarda daha çok kişi, doktor, ürün, ilaç ve hastanelerin reklamının
yapıldığı görüşüne katılıyor.
FAYDA GÖRÜLÜYOR MU?
- Vatandaşların yüzde 4'ü medyadan öğrendiği sağlık
konulu bilgi ya da tedavileri genellikle ya da sık sık uyguladığını söylüyor.
Halkın yüzde 1,6'sı ise her zaman hepsini uyguladığını belirtiyor.
-Medyadan öğrendiği tedavileri uygulayanlara sorulan
"Bu uygulamadan fayda ya da zarar gördünüz mü?" sorusuna, yüzde 15'i
"çoğunlukla fayda gördüm", yüzde 2'si de "zararını gördüm"
yanıtını veriyor.
SATIN ALIYORLAR MI?
-Medyadan öğrendiği sağlık, beslenme, diyet, iyi
yaşam, estetik ya da güzellikle ilgili herhangi bir kitap, hap, kür ya da ürünü
para karşılığı satın alanların oranı yüzde 9. Katılımcıların yüzde 4'ü de
"Almak istedim ama alamadım" yanıtını veriyor.
- Medyadan öğrenilen bir hastaneye ya da sağlık
merkezine gittiğini söyleyenlerin oranı yüzde 7. Yüzde 6'sı da "Gitmek
istedim ama gidemedim" diyor.
- Vatandaşların yüzde 7'si medyada gördüğü bir doktora
ya da uzmana "danışmak" ya da "görünmek" için gittiğini
belirtiyor. Yüzde 11'lik bir kesim de "Gitmek istedim ama gidemedim"
diyor.
“MORALİM BOZULUYOR”
-Medyadaki sağlık konulu haber ve yazılarla ilişkili
olarak gazete haberlerinde "Moralim bozuluyor, kendimi kötü hissediyorum,
rahatsız oluyorum" diyenlerin oranı yüzde 23.
-Televizyondaki sağlık konulu yayınları "Gereksiz
yere endişelendirici, ürkütücü buluyorum" diyenlerin oranı da yüzde 23.Gazetelerde
bu oran yüzde 22, internette ise yüzde 15'lerde kalıyor.
“PANİK VE KORKU YARATILDI”
-Sağlık profesyonellerinin yüzde 39'u, Deli Dana, Kuş
Gribi, Domuz Gribi, Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi gibi salgın hastalıklar
konularında doğru ve yeterli bilgi verilmediğine inanırken; yüzde 34'ü panik ve
korku yaratıldığını düşünüyor. Medya profesyonellerinin yüzde 56'sı ise, aynı
konuda panik, endişe ve korku oluşturulduğunu belirtiyor.
-Sağlık profesyonellerinin yüzde 26'sı, medya
profesyonellerinin ise yüzde 13'ü "mucize haberlerinin" hastalara boş
umut, beklenti verdiğine inanıyor.
YETERLİ Mİ?
-Gazetelerdeki sağlık konulu haber ve yazıların sayısının
yeterli olup olmadığı sorusuna yanıt veren vatandaşların yüzde 41'i "Az,
yetersiz" bulduğunu söylüyor. Televizyon izleyenler için bu oran yüzde 37,
internet kullananlar için ise yüzde 22.
KANAL D, DOKTORUM
-Görüşülen sağlık profesyonellerinin yüzde 26’sı, medya
profesyonellerinin yüzde 31’i Kanal D’de yayımlanan “Doktorum” adlı programı
beğeniyor.
-Türkiye genelinde televizyondan sağlık konulu yayınları
izlediğini söyleyen vatandaşların tercih ettiği televizyon kanalları arasında
da Kanal D öne çıkıyor.
--