DAHA ANLAŞILIR VE DAHA KOLAY OKUNUR YAZI NASIL YAZILIR?

Bir haberi ya da köşe yazısını daha anlaşılır ve daha kolay okunur yapan şey nedir? Bunun için bir formül geliştirilebilir mi? Bu sorular uzun süredir gazetecilerin de merakla takip ettiği konular arasındadır. Kimi yabancı dillerde geliştirilmiş bazı okunabilirlik ve anlaşılabilirlik formüllerinden söz etmek mümkünse de Türk dilinde henüz bu konuda ünlü olmuş bir çalışma bulunmamaktadır. Ancak işin sırrı daha az harf içeren kelimeler ve daha az kelime içeren cümlelerden geçmektedir.

EN ÜNLÜ FORMÜL
Yabancı dilde okunabilirlik ve anlaşılabilirlik üzerine 1800’lerden beri çalışma yapılıyor olsa da geliştirilmiş en ünlü formül Flesch’e aittir. 1940’lı yıllarda ortaya attığı formülde Flesch cümlelerin ortalama uzunluğu, sözcüklerin harf sayısı ve kişisel sözcük sayısı bağlamındaki hesaplamaları belirli katsayılarla çarpmış ve gösterge niteliği taşıyan “okunabilirlik ve anlaşılabilirlik” değerlerine ulaşmıştır. Flesch’in geliştirdiği bir başka formül de metinler karşısında “insan ilgisi”ni hesaplamaktadır. Genel olarak okumayı kolaylaştırma amacını taşıyan bu formüller The Art of Readable Writing (Okunabilir Yazı Sanatı) adını taşıyan kitapla ile yaygın kitlelerin ilgisini çekmiştir.
Bugüne dek kutsal kitaplar, reklâm metinleri, resmi yazışmalar, şirket raporları, belgeler, ders kitapları ve medya içerikleri kolay okunabilirlik ve anlaşılabilirlik açısından sorgulanmıştır. Örneğin Flesch’in formülü ile 1944 yılında sekiz gazetenin okunabilirliği üzerine yapılan bir çalışma, “gazetelerin topluma yayınlanmış en zor okuma malzemelerinden bazılarını sunduğu” sonucuna ulaşmıştır.

KISA CÜMLE VE KISA KELİLEMELER
Flesch’in formülünü ciddiye alan United Pres ise o yıllarda, üç hafta içinde metinlerin okunma zorluğunu 5. sınıf düzeyine indirebilmiştir. Bu doğrultuda metinlerde daha kısa cümleler, daha kısa kelimeler ve insanı ilgilendiren ifadeler bulunması temel şartlar olarak kabul edilmiştir.
Formül ve katsayılar karmaşık olsa da genel olarak kolay okunabilirlikle ilgili şunları söylemek mümkündür: Bir metindeki her 100 sözcükteki harf sayısı 200’e yaklaşıyorsa okunabilirlik “çok zor” kategorisindedir. 150’ler ve altında ise “kolay okunabilir” denilebilir. Cümlelerin kelime sayısı olarak uzunluğu 25 ve üzerinde ise bunların “zor okunan” metinler olduğu söylenebilmektedir. 29 ve üzeri ise “çok zor okunabilir” metinler olarak yorumlanmaktadır. 21 kelime ve altı ise “kolay okunabilir” nitelikte bulunmaktadır. Öte yandan 29 ve üzeri kelime sayısına sahip cümlelerin “can sıkıcı”, 21 ve altında kelimeye sahip olanların da “heyecanlandırıcı” kategorisinde yer aldığını belirtmek gereklidir. Kişisel sözcüklerin ve kişisel ifadeli cümlelerin fazla kullanılması da okumayı kolaylaştırmakta ve ilgi çekici nitelikte değerlendirilmektedir.
Pazar günü yayımlanan üç gazetenin birinci sayfalarındaki ortalama cümle uzunlukları üzerine yapılan bir çalışmada cümle uzunluklarının 30’un üzerinde olduğu tespit edilmiştir. Bu uzunluk popüler kitapların cümle uzunluklarından daha fazladır. Çünkü popüler kitaplar çoğunlukla 12 kelimenin altında cümle yapısına sahiptir.
Daha kolay okunma konusunda Flesch, Associated Press muhabirlerine ortalama 19 kelime uzunluğunda cümle kurmalarını önermiştir. Time ve Reader’s Digest yıllar önce ortala cümle uzunluklarını 17 ve daha az kelimeye indirmişlerdir.

EN FAZLA 25 KELİME
Alman dilbilimcilere göre de cümleler kelime sayısına göre üç anlaşılırlık kategorisinde sıralanmaktadır. Buna göre 1-13 arasında kelimeli cümleler “çok kolay anlaşılan”, 14-18 kelimeli cümleler “kolay anlaşılan” ve 19-25 kelimeli cümleler de “kolay anlaşılan” cümleler olarak tanımlanmaktadır. Bu tanımlama da yine daha az kelimeden oluşan cümlelerin daha kolay anlaşılan cümleler olduğuna işaret etmektedir.
Türkçe literatürde durum nedir diye sorulduğunda Yükseköğretim Kurulu tez tarama sayfalarına bakılabilir. Buna göre en yakın olarak Sinan Sönmez’in “Kitap tipografisinde okunabilirlik ve görsel kaliteyi etkileyen faktörlerin incelenmesi” ve Turan Temur’un “İlköğretim 5. sınıf Türkçe ders kitaplarında bulunan metinler ile öğrenci kompozisyonlarının okunabilirlik düzeyleri açısından karşılaştırılması” adlı yüksek lisans çalışmaları dikkati çekmektedir.
Gazete haberlerinin okunurluğu ve anlaşılabilirliği bağlamında ise kayıtlı tez bulunmamaktadır. Ancak bir fikir vermesi açısından, araştırma görevlisi olduğum dönemde yaptığım makale düzeyindeki iki çalışmadan söz edebilirim.

CİNAYET VE TRAFİK KAZASI HABERLERİ
1996 yılında Konya gazeteleri ve yaygın gazetelerde yayımlanan bir cinayet haberine yönelik incelemede, cümlelerin kelime ağırlıklarını da hesaplamıştım. Buna göre birinci sayfadaki haber spotlarında gazetelerden ikisinin ortalama 20 kelimeden az, üçünün ise 25 kelimenin üzerinde cümle yapısına sahip olduğu anlaşılmaktadır. Haber metninde ise iki gazetede ortalama 11 ve 12 kelimeli cümleler, dördünde 17-22 kelimeli cümleler, birinde ise 26 kelimeli cümleler dikkati çekmektedir.
2000 yılında Eskişehir’de meydana gelen bir trafik kazasına ilişkin yerel gazete haberlerini incelediğimde ise şu sonuçları elde ettim: Bir gazete, haber spotlarında ortalama 26 kelimeden oluşan cümle yapısına sahiptir. Diğerlerinde bu oran daha düşüktür. Haber metinlerinde de bir gazete 26 kelimeden oluşan cümle yapısına sahipken, diğerleri 16-23 aralığında bulunmaktadır.
Sonuç olarak yerel gazetelerin cümle yapılarındaki ortalama kelime sayısı bağlamında bir değerlendirme yapıldığında, kimilerinin “kolay anlaşılan” kategorisindeki sınırları zorladığını söylemek mümkündür.
Gelinen noktada Türkçe literatürde ve Türk basınında yayımlanan metinlerin okunabilirliği ve anlaşılabilirliği konusunda çalışmalara ihtiyaç duyulduğu açıktır. Ancak bu çalışmalardan önce; kolay okunurluk ve anlaşılabilirlik üzerine şu anda verilebilecek en önemli tavsiye daha kısa kelime ve cümlelerin tercih edilmesidir. Daha kolay okunan ve daha kolay anlaşılan gazeteler için daha kısa kelimeler ve daha kısa cümleler kullanılmalıdır.

--------------------------

DAHA ANLAŞILIR VE DAHA KOLAY OKUNUR YAZI NASIL YAZILIR?
01.05.2006
http://www.dorduncukuvvetmedya.com/article.php?sid=6246