TÜRK GENCİNİN BİLİM VE TEKNOLOJİ HABERLERİNE BAKIŞI

İnsanlarımız bilim ve teknoloji konularına nasıl yaklaşıyor? Bilim adamı denilince aklına ne geliyor? Bilim denilince ne düşünüyor? TÜBİTAK geçtiğimiz günlerde bu soruların yanıtını veren bir araştırmasını bizlerle paylaştı. Sonuçlar yorumlandığında ise bilim ve teknoloji haberciliğinin önemi ortaya çıktı. Bu yazıyla medya yöneticilerinin ve iletişim bilimcilerin dikkatini ülkemiz için yeni bir alan sayılabilecek nitelikteki bilim ve teknoloji haberciliğine çekmek istiyorum.

BİLİM TOPLUMU ARAŞTIRMASI
TÜBİTAK Bilim Toplumu Araştırması, Aralık 2005 tarihini taşıyor. Kalitatif aşamada İstanbul’un farklı kesimlerinden 53 lise ve üniversite öğrencisiyle görüşülmüş ve onlara bazı sorular sorulmuş. Örneğin “bilim adamı” denilince gençlerimizden şu yanıtlar alınmış: Araştırmacı, meraklı, sabırlı, analitik, zeki, çalışkan, dikkatli, hayal gücü yüksek, öngörülü, hayattan kopuk, izole/dışarı ile ilişkisini kesmiş, asosyal… “Bilime/Bilim adamlığına yakınlık” anlamında ise yanıtlar şöyle: Zor, sıkıcı, zahmetli, imkânsız.
Kantitatif aşamada ise Türkiye genelinde 15-24 yaş arasında 1033 gençle görüşülmüş. Türkiye’de bu yaş aralığında yaklaşık 14 milyon kişi bulunduğu da yine araştırmanın açıklamasında yer alıyor.
Sonuçlara göre “bilime olumlu yaklaşan” kişilerin oranı yüzde 38. Eş deyişle, yaklaşık 5,3 milyon kişi. Genel olarak bu kişiler bilimin yararlarına ve bilimle uğraşmanın iyi bir gelecek için gerekli olduğuna inanan kişiler. Eğitim sistemine ve hükümetin bilim politikalarına yönelik eleştirel düşünüyorlar. Merakın teşvik edilmediğini söylüyorlar. Bu kişiler arasında eğitim seviyesi ile bilime olumlu yaklaşım arasında doğru orantı dikkati çekiyor. Sosyoekonomik bakımdan gelişmiş bölgelerde bilime olumlu yaklaşım daha yaygın. “Bilime olumsuz yaklaşan” kişilerin oranı ise yüzde 32 ve bu da yaklaşık 4,4 milyon kişiye karşılık geliyor. Onlar da daha çok çevre sorunlarından bilimi sorumlu tutuyor, bilim adamlarını sıkıcı buluyor, bilimle uğraşmanın zor ve pahalı olduğunu düşünüyor, batıl inançlara sahip kişiler. Bu düşünceler kadınlarda daha yaygın. “Bilime kayıtsız” kişilerin oranı ise yüzde 30 ve bu da yaklaşık 4,2 milyon kişi ediyor.

YÜZDE 20’Sİ DÜZENLİ GAZETE OKUYOR
“Kültürel Tüketim ve Medya Ulaşımı” anlamında elde edilen bilgilere yönelik TÜBİTAK’ın yorumu “ortalamaların hayli düşük” olduğu şeklinde. Düzenli gazete ve kitap okuyanlar yüzde 20 dolayında. Günlük ortalama televizyon izleme süreleri hafta içinde 3,5 saat ve hafta sonlarında 4 saate yakın. Yüzde 30’u dergi aldığını söylemekte. En çok tercih edilenler bilim ve teknoloji dergileri (yüzde 6,3). Ardından otomobil (yüzde 5,7), gençlik (yüzde 4,8) ve haber dergileri (yüzde 4,7) geliyor.
Kentlerde görüşülen hanelerin dörtte birinden çoğunda bilgisayar, yüzde 16’sında ise internet bağlantısı bulunuyor. Kentlerde haftada ortalama 9 saat internet kullanımı olduğu belirtiliyor. İnternet başlıca araştırma/bilgi arama ve iletişim için kullanılıyor.
Bilim ve teknoloji alanında en çok tıp ve internete ilişkin gelişmeler ilgi çekiyor. Avrupa ile karşılaştırıldığında bilim ve teknoloji konularının “ilgi çekme” oranları düşük kalıyor. “Bilime vakit ayırma düzeyi” de neredeyse yarı yarıya düşük durumda.
Kimi çok temel bilimsel sorulara doğru cevap verme oranı Avrupa ortalamasında yüzde 70 iken, Türkiye’de yüzde 51. Örneğin “Dünya Güneş’in çevresinde bir ayda döner” ifadesine doğru cevap verenlerin oranı Avrupa’da yüzde 66, bizde yüzde 55. “Dünyanın merkezi çok sıcaktır” ifadesine doğru cevap verenlerin oranı Avrupa’da yüzde 86, Türkiye’de yüzde 73. TÜBİTAK bu oranlardan sonra okullardaki bilim ve teknoloji eğitiminin mezuniyet sonrasında medya aracılığıyla devam ettiğini ve Türkiye’de bilim ve teknoloji haberciliği konusunda harekete geçilmesi gerektiğini ifade ediyor.

BİLİM VE TEKNOLOJİ HABERCİLİĞİ
Türkiye’de yaygın gazetelerden yalnızca Cumhuriyet gazetesinin bilim ve teknoloji eki bulunuyor. Hürriyet gazetesinin de bir başka ekini hatırlıyorum. Diğer gazetelerde ise bu haberler kimi köşelerde ya da diğer haberlerin arasında yer buluyor. Dergiler anlamında ise durum biraz daha iyi denilebilir. İnternette de kimi çabalar dikkati çekiyor. İnternette farklı dillerde “bilim ve teknoloji haberciliği” diye bir arama yapıldığında karşımıza birçok bağlantı çıkıyor. Gazete ve dergilerin dışında bu haber türüyle ilgilenen bilim ve teknoloji muhabirlerinin kurdukları dernekler hatta bu dernekleri bir çatıda toplayan kimi organizasyonlar göze çarpıyor. Yine yurt dışında yayımlanan gazetelerde bilim ve teknoloji ekleri   ve sayfalarının da yaygın olduğu anlaşılıyor.
Elbette bilim ve teknoloji haberciliği de diğer haber türleri gibi belirli bir uzmanlık gerektiriyor. Spor, sağlık, eğitim, ekonomi ya da siyaset haberleri gibi bilim ve teknoloji haberciliği anlamında da ülkemizde artık bir şeyler yapılması gerekiyor. Gençlerin bilim ve teknoloji konularına ilgisi her geçen gün artıyor. Henüz tıp ve internet konularında dikkati çeken bu ilginin sınırları ileriki günlerde sanıyorum daha da genişleyecek ve Türkiye’nin de Avrupa ile yakınlaşması ile eş zamanlı olarak değişecektir. Dolayısıyla bu konuda şimdiden bir şeyler yapmak, gazete yöneticileri için sayfa ya da eklerin hesaplarını yapmaya başlamak, haber ajanları için özel bültenler planlamak ve iletişim bilimciler için de belki de yüksek lisans ve doktora düzeyinde bu konularda düşünmek zamanı gelmiştir.

-------------------------------
TÜRK GENCİNİN BİLİM VE TEKNOLOJİ HABERLERİNE BAKIŞI
31.01.2006
http://www.dorduncukuvvetmedya.com/article.php?sid=5716