HABER “BİLGİ” Mİ, “ENFORMASYON” MU?

Habercinin görevlerinden birisi kamuoyunu bilgilendirmek ise, herhalde haberin de bilgi içeren bir metin olması gerekir. Ancak medyanın sunduğu haber metinlerinin bilgi aktarımının farklı nitelikleri dikkati çekmektedir. Bu nedenle “medyatik bilgiye” daha niteleyici bir tanım vermek daha doğru olacaktır.

BİLGİ VE ENFORMASYON

Günlük dilde “bilgi” sözcüğü yerine “enformasyon” sözcüğünün kullanılması yaygın bir hal almışsa da bu iki kavramın birbirinden farklı yönleri bulunur. Dilimizde “enformasyon” sözcüğünün bilgi alma ve verme anlamına karşılık, bilgi sözcüğü, “bir konu hakkında bilgi sahibi olma” ya da “malumat” anlamları taşımaktadır.

Türk Dil Kurumu Sözlüğü’nde “bilgi” sözcüğü için “İnsan aklının erebileceği olgu, gerçek ve ilkelerin bütününe verilen ad”, “Öğrenme, araştırma ya da gözlem yolu ile elde edilen gerçek, vukuf”, “İnsan zekâsının çalışması sonucu ortaya çıkan düşünce ürünü” ve “bilim” anlamlarına rastlanmaktadır. Bilgi edinmek ise, öğrenmek, bilgi almak manasındadır. Bilgi sözcüğü ile sıkça karıştırılan ve dilimize Fransızca’dan gelen “enformasyon” sözcüğü ise “danışma, tanıtma, haber alma, haber verme, haberleşme” anlamlarına gelmektedir.

Türkçe’de bu iki kavram arasındaki ayrıma işaret eden birkaç çalışma olmakla birlikte, kanımca en açık dille tanımlayıcı olanı, Prof. Dr. Nurdoğan Rigel’e aittir. Rigel, “Rüya Körleşmesi” adlı çalışmasının bir bölümünde bu iki kavram arasındaki ilişkiye ve bilginin enformasyona dönüşümüne işaret etmektedir.

BİLGİNİN ENFORMASYONA DÖNÜŞÜMÜ

En temelde bilgi sözcüğü, doğruluğu verili nesnel ve öznel koşullarda gerekli ve yeterli sayılan kanıtlarla temellendirilmiş önermeler biçiminde dile getirilebilen bir bilinç içeriği olarak tanımlanmaktadır. Bilgi ne denli yüksek ise onu iletmek o denli güçtür. Bilgi elde etmek için araştırma yapmak gerekir. Enformasyon ise ihtiyacımız olmadan gelir. Bilgi, ayırdında olma ve bilme edimini yaratır. Enformasyon ise daha çok karmaşa yaratır. Bilgi, süreci verir. Enformasyon ise yalnızca sonucu aktarır. Bilgi, düşünce üretir. Enformasyon ise hükmü bildirir. Bilgi, neden ve niçin sorularını sorgular. Enformasyon ise kim ve ne sorularını yanıtlar. Bilgi net ve yalındır. Enformasyon ise aşırı derecede tekrar içerir. Enformasyon, beyinsel etkinin yerini duygusal etkiye bıraktığı veridir ve daha geniş kitlelere pazarlanabilir nitelik taşır. O nedenle medya içeriklerindeki bilginin enformasyon olarak tanımlanması daha anlamlıdır. Çünkü enformasyon, az bilgilendiren ama kolay iletilebilen, bilginin medyatik dile dönüştürülmüş halidir.

Eleştirel bir değerlendirmeyle, haber yazımında haberin flaşını ya da girişini bulma çabası, aslında bilginin enformasyona dönüşümünün ilk aşaması olarak da değerlendirilir. Bir röportajın en çarpıcı başlığını bulma çabası, bir olayın en ilginç yanlarını flaşa çıkarma uğraşı, olayı iki ya da üç sözcükten oluşan bir başlıkla anlatma kaygısı bilginin enformasyona dönüşümünü ifade eder. O nedenle, bilimsel araştırmaların nasıl başlayıp, hangi süreçlerden geçerek, hangi sonuca ulaştığı gibi ayrıntılarından çok, hangi çözümü sağladığı sorusu haberin giriş cümlesini oluşturur. Enformasyonun basit ve kolaycılığı karşısında bilginin, süreci de içeren yoğun anlatım yapısı ve medyatik olmayan üslubu habercilerin dikkatini çekmede başarılı olamaz. Kuru istatistikler, karmaşık rakamlar ve araştırma raporları haberciler için; diğer konulara oranla, daha az ilgi çekicidir.

ENFORMASYONA DÖNÜŞTÜREN TEKNİKLER

Bilginin haber haline getirilişi, eş deyişle enformasyona dönüşümünde uygulanan kimi tekniklerden de söz etmek mümkündür. Haberin kurgusal bir gerçeklik olduğu görüşünü savunanlar aslında medyatik bilginin gerçek bilgi olamayacağına işaret ederken bu ikisi arasındaki farklılığı tanımlamakta ve dolayısıyla bir anlamda da kimi teknik ve uygulamalara işaret etmektedirler.

Bilginin enformasyona dönüşünde yararlanılan kimi sunum teknikleri ya da anlatım biçimlerini genel olarak bir olayın medya içeriklerinde yer alabilmesini sağlamak için başvurulan yöntemler olarak da değerlendirmek mümkündür. Haber yazma kuralları ya da haberciliğin diğer kuralları kadar, haber kurgusuna yönelik eleştirel açıklamalar da bu yöntemleri oluşturur. Bu doğrultuda tanımlanabilen başlıca yöntemler şöyle sıralanabilir: Haber metninin anlaşılır olmasını sağlamayı amaçlayan “basitleştirme”, olayları anlatmada kullanılan sembolik anlamlar içeren kahramanlar yaratma ya da “kişileştirme”, karmaşık kavramları nitelemekte yararlanılan “sembolleştirme”, haberin genel sınırlarını belirleyen tanımlayıcı nitelikteki “çerçeveleme”, kimi olay ya da kişileri ön plana çıkaran “önemlileştirme” ya da “önemli hale getirme”, kimi zaman haberi sayfadaki “kompozisyona uydurma”, olayların birbirleri arasındaki bağların görünmesini engelleyen “parçalama”.

Aslında bu yöntemler medya içeriklerinde her gün karşılaşılan uygulamaların adlarının konulmasıdır. Habercinin en büyük işlevi olayları basit bir dille aktarmaktır. Olay hikâyelerini kişisel kahramanlık ya da sapkınlıklar üzerine inşa etmek, her şeyi kişiselleştirmektir. Kimi zaman da bazı kavram ya da kişiler sembol haline getirilir. “İski-gate”, “Susurluk”, “Deprem dede” denilerek çağrışım yoluyla kamuoyunun dikkati çekilerek bir şeyler anlatılmaya çalışılır. Her konunun belirli bir çerçevesi vardır. Hem kavram çerçevesi vardır, hem görüntü çerçevesi vardır. Bu çerçeve doğal yaşamdaki gibi bütün bir görüntü yerine fotoğraf karesindeki gibi belirli sınırları kamuoyuna sunar. Her gün yaşanan binlerce olay arasından yalnızca onlarcası medya içeriklerine yansır. Bütün olayların medyada yer alması teknik anlamda da imkânsızdır. Her olay medyada   aynı önemlilik sırası içinde sunulmaz. Kimileri daha önemli, kimileri daha az önemli sunulur. Bazen de gündemdeki konu bağlamında haberlere yer verilir. Belirli konuların üzerine daha fazla gidilir, o konularda gündemde kaldığı sürece olabildiğince haber verilir. Ancak böylece diğer konulara yer kalmaz. Her bir haberin ait olduğu belirli bir kategori vardır. Ekonomi, sağlık, eğitim, siyaset gibi. Oysa gerçek yaşamdaki olayların her biri farklı bakış açılarına göre bunların hepsini içinde barındırır. Sporun da, sağlığın da, eğitimin de hem siyasi hem de ekonomik boyutları vardır ve hepsi bir toplumsal bütünün parçasıdır. Oysa medya içeriklerinde bu haberler çoğu zaman tek bir boyutla ve çerçeveyle sınırlı kalır. Belki de hastalıklı bir organın tüm vücudu etkileyebileceği görmezden gelinir.

“INFO-TAINMENT”

Ayrıca son zamanlarda medya içeriklerindeki magazinleşme ile birlikte medyatik bilgiye bir başka tanım verme çabası daha dikkati çekmektedir. İngilizce’deki bilgi ve haber sözcüğünün karşılığı olan “information” ile eğlence sözcüğünün karşılığı olan “entertainment” sözcüklerinin bir araya getirilmesiyle oluşturulan “info-tainment” sözcüğü, magazinleşen haberin yeni görünümünü tanımlamakta kullanılmaktadır. Bu kavram da aslında medya içeriklerindeki bilginin evrimini ve bir anlamda da gerçekliğin farklı bir biçimde inşaasını açıklamaya çalışmaktadır. Belki de giderek “mutant” hale gelen ve haberde bilgi arayanlarca eleştirilen haberciliğin bu türünü daha makul göstermeyi amaçlamaktadır.

Sonuç olarak medyanın sunduğu bilgi, medya atölyesinin tezgâhında işlenmiş, filtrelerinden geçirilmiş, damıtılmış, klorlanmış ve mümkün olan en kalabalık kitle tarafından tüketilmesi amacıyla kamuoyunun önüne konmuş bir üründür. Bu nedenle sanırım, medya içeriğini yalnızca “bilgi” olarak nitelemek ya da genellemek tek ve en doğru yaklaşım değildir.


24.06.2006
http://www.dorduncukuvvetmedya.com/article.php?sid=6498