Nereden başlasam bilemiyorum. Amerika’dan mı, sempozyumdan mı,
Paris’ten mi, Türkiye’ye döndüğümde gördüklerimden mi, düşündüklerimden mi
karar veremiyorum. Hepsinden söz etmek sanırım birkaç yazı konusu olacak gibi…
Önce sempozyumdan başlayayım. Yedi yıl önce tohumlarını
ektiğimiz ve bu yıl beşincisini Indiana University Bloomington’da
gerçekleştirdiğimiz üç gün süren uluslar arası iletişim sempozyumunda Amerika
Birleşik Devletleri, Türkiye, Arjantin ve Japonya’dan iletişim bilimciler bir
araya geldi. 36 bildirinin sunulduğu sempozyumda iletişim bilimindeki yeni
araştırmalar, araştırma yaklaşımları ve sorunlar tartışıldı.
ORGANİZASYON KARARLARI
University of Texas at Austin’den “gündem belirleme”
yaklaşımının “babası” Prof. Dr. Maxwell McCombs ve İstanbul Üniversitesi’nden
Doç. Dr. Serra Görpe ile birlikte kurucusu ve eş başkanı olduğum sempozyumun
sona erdiği gün, her zaman olduğu gibi organizasyona yönelik yaptığımız
toplantıda bazı önemli kararlar aldık.
Prof. Dr. Donald Shaw, Prof. Dr. Bradley Hamm, Prof. Dr. David
Weaver, Prof. Dr. Judith Litterst’ın da yer aldığı toplantıda sempozyumun
geleceğini konuştuk.
Gelecek yıl İstanbul Üniversitesi’nin, bir sonraki yıl da
Minnessota’da St. Cloud State University’nin ev sahipliğinde
gerçekleştirilmesini planladığımız “Communication in the Millennium” adlı
uluslar arası sempozyumun; eğer başarabilirsek, Amerika Birleşik Devletleri
merkezli bir dernek çatısı altında yürütülmesi konusunda görüş birliğine
vardık. Bunun için gerekli ilk adımları attık.
Ayrıca sempozyumun Bilim Komitesi’nin genişletilmesi yönünde de
bir karar aldık. Bugüne dek University of Texas at Austin, Anadolu Üniversitesi
ve İstanbul Üniversitesi’nin ortaklaşa düzenlediği sempozyumun Bilim Komitesi’ne
bundan sonra ülkemizdeki farklı üniversitelerden de bilim insanları davet
edilecek. Bilim Komitesi, geniş katılımlı bir yapıya kavuşturulacak.
Sempozyuma yapılan başvurular da artık genişleyecek olan Bilim
Komitesi’ne üye üç yerine beş hakemin değerlendirmesiyle karara bağlanacak. 10
tam puan üzerinden dört farklı kriterle yapılan değerlendirmede de bir kriterin
değiştirilmesi dışında yeni bir düzenlemeye ihtiyaç duyulmadı. Bundan sonra da
yedi ve üzeri puan alan bildiri özetleri sunuma hak kazanacak.
BU YILKİ BİLDİRİLER
Sempozyumda bu yıl sunulan çarpıcı bildirilerden de özetle söz
edeyim. Arjantin’den Prof. Dr. Belen Amadeo’nun “Farklı sorulara, farklı
yanıtlar” adını taşıyan çerçeveleme, öne çıkarma ve gündem belirleme yaklaşımlarını
irdeleyen çalışması, aydınlatıcı çalışmalardan birisiydi.
Yöntem konusunda en çok soru sorduğum çalışma ise University of
Texas at Austin’den öğretim görevlisi Oya Dursun Özkanca’nın sunduğu bildiri
oldu. Bildiride Avrupa Birliği’ne üye üç ülkenin basın ve kamu gündemlerindeki
üyeliğe ilişkin değerlendirmeleri arasındaki ilişki gündem belirleme ve
önemlileştirme yaklaşımları çerçevesinde irdelemekteydi.
Old Dominion University’den Prof. Dr. Fran Hassencahl
karakatürlerdeki kovboy Bush imajı çalışması ile dikkat çekti. Aynı oturumda
ben de 1 Mart 2003 tezkeresi öncesi ve sonrasında ABD basınında yayımlanan
Türkiye ile ilgili karikatürleri değerlendirdim.
Medya okuryazarlığı üzerine Prof. Dr. Judith Litterst bir sunum
yaptı. Prof. Dr. Christine Ogan’ın sunumu da dinleyicilerin ilgi odağı oldu.
Diğer arkadaşların bildirilerine de ayrı ayrı bu yazıda yer
veremeyeceğim için özür diliyorum. Ancak kısa süre sonra tüm bildirileri
sempozyumun web sitesi www.cim.anadolu.edu.tr adresinden takip
edebilirsiniz. Şu anda ise site üzerinden bildirilerin özetlerine ulaşmak
mümkün.
ÖĞRENCİ FİLMLERİ DE GÖSTERİLDİ
Hepsi birbirinden değerli bildirilerin sunulduğu sempozyumda
ayrıca iletişim fakültesi öğrencilerinin çektiği İngilizce alt yazılı kısa
filmler de gösterildi. Anadolu ve İstanbul Üniversitesi iletişim fakültelerinin
öğrencilerinin filmlerinin yanında, bu yıl sempozyuma yoğun bir ilgi gösteren
Selçuk Üniversitesi İletişim Fakültesi’nin de öğrenci filmleri ilgiyle izlendi.
Özellikle yabancı katılımcılar Türkiye’deki gündelik yaşamı konu alan filmler
konusunda meraklıydı.
Öte yandan bir parantez açarak sempozyum web sitesinin uluslar
arası anlamda gördüğü ilgiden de söz edeyim. 2006 yılı başında adını duyuran
site, bugüne dek 15 bine yakın ziyaretçi kabul etmiş durumda. Ziyaretçilerin
yüzde 75’i Türkiye’den, yüzde 10’u ABD’den, yüzde 2’si İspanya’dan, yüzde 2’si
İngiltere’den ve diğerleri dünyanın neredeyse tüm ülkelerine ait yerlerden.
Dolayısıyla sempozyum web sitesi üzerinden ulaşılan bildiri özetlerinin ve tam
metin yayımlanan bildirilerin yoğun bir ilgi gördüğünü, okunduğunu ya da
alıntılandığını söyleyebiliyoruz.
Evet, daha anlatmak istediğim çok şey var. Ancak bir o kadar da
yorgunum. Sonraki yazıda diğer anlatacaklarımla devam edeyim…
28.05.2007